Erkeklere vaat: Sıfıra Yükselmek

Erkeklik kültürü nice zorbalığı benimseyerek beslenir ve sürekli yeniden üretimlerle farklı boyutlar kazanır. Bu zorba alışkanlıkların konforu ve beraberinde getirdiği ayrıcalıklar ise ayartarak kendini dayatır. Bazı mücadele biçimleri vardır ki kendini ve şartlarını katmakla değil tam tersi vazgeçerek, vazgeçtiğini sürekli hatırlatarak bir mücadele aracına dönüştürür. Mücadele araçları yalnızca araç değildir. Nihayetinde mücadele araçları mücadeleye karakter kazandırarak sonuca götürür. Bir bakıma başkalaşımdır bu. Geçtiğimiz aylarda Aram Yayınevi etiketiyle Zeki Bayhan’ın Sıfıra Yükselmek-Erkekliğin Kültürelİnşası ve Karşı Mücadele Üzerine adlı çalışması raflarda yerini aldı. Bayhan Mimarlık-Mühendislik bölümüne kaydını yaptırır ama devam etmez. Ardından ise iktisat bölümünden mezun olur. 1998 yılından beridir de siyasi nedenlerden dolayı cezaevinde. Ayrıca Bayhan’ın Demokratik Ekolojik, Cinsiyet Özgürlükçü Paradigma (Belge, 2011), 21. Yüzyıl Özgürlük İdeolojisi Demokratik Sosyalizm (Belge, 2015) ve Soykırımcı Ulus-Devlet Paradigmasından Çıkış: Demokratik Ulus (Belge, 2016) adlı kitapları daha önce yayımlanmış.

Eğer sürgün furyasından ‘nasiplenmemişse’ kitabın özgeçmiş bölümüne göre Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde kalmakta. Kitap gazeteci-yazar Hüseyin Aykol’un önsözüyle başlıyor. Aykol kendi geçmişi ve dönemin politik kültüründen örneklerle binlerce yıllık eğitimin sonucuna ve onunla beraber gelişen sol kültüre değiniyor. Unutmadan ekleyelim: Bayhan kitabının aynı zamanda kolektif bir emeğin ürünü olduğunun altını da çiziyor. Birçok arkadaşıyla tartışmalar yürütmüş, fikir alışverişinde bulunmuş. Tabi cezaevinde kitap yazmanın teknik sorunlarının aşılması konusunda da ayrıca bir emek sarfedilmiş. Sıfıra Yükselmek’te Bayhan, binlerce yıllık erkeklik kültürüne ve onu besleyen etmenlere odaklanıyor. Ana tanrıça dönemlerinden cadı avına kısa bir kadınlar tarihi sunuyor. “Erkeklik kültürünü sorunsallaştırmak, egemenlik sisteminin kendisini sorunsallaştırmak demektir” diyen Bayhan, patriyarkal uygarlıktan devrimci oluşumların erkeklik kültürüyle mücadelesini ayrı bölümlerde geniş bir izaha giriyor.

Tarihsel Bir Kurgu Olarak Erkeklik, Yanılsamalarla Beslenen Olgu Olarak Erkeklik ve Özgürlük Mücadelesinde Erkeğin Ayağına Dolanan Olgu Olarak Erkeklik bölüm ve alt başlıklarından oluşan kitap geniş bir perspektiften sistem eleştirisinde bulunuyor. Verili erkeklik kültürü sorgulanmadan yaşandığında birçok ‘ayrıcalığı’ beraberinde getirir. Toplumsal cinsiyeti erk’ek olan bir yerde yaşamak aynı ideolojinin şekillendirdiği siyasal ve sosyal biçimleriyle karşılaşmayı da yanında sürükler. Yani nerden baksak tutarsızlık. Bu yönüyle de baktığımızda, erkeklere sorgulama ile beraber bir hedefin kaçınılmazlığını vurguluyor; sıfıra yükselmek. Nice yazarın ve düşünürün belirtip benimsediği tariflerle özetlersek; vazgeçmek de bir güçtür. Toplumun geniş bir kesiminin taraf olduğu bir orta yerde durmanın zorlukları var elbet. Verili hiyerarşik konum ve iktidarla dürtüklenen egemenliğin ayartıcılığıyla sınanmayı göze almış herkesin okuyabileceği bir çalışma bu. Sıfıra Yükselmek, özelikle devrimci hareketlerin karakterlerini sorgularken, tarihsel ve mitolojik örneklerle ve referanslarla tartışmaya davet ediyor okuru. Bu anlamıyla da önemli bir çalışma. Burası Ortadoğu ve erkekliğe davet sıfıra çıkacaksa, ayrı bir cesarete buyur ediyor tabi. Yüzleşmeyi ve yeniden şekillenmeyi göze alanlar için iyi okumalar.

Ahmet Güneş

Quick Navigation
×
×

Cart